Bakan Şimşek’ten Ekonomi Vurgusu
OSB’DE TOPLANTIYA KATILDI
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Kırıkkale İl Başkanlığı ziyaretinin ardından Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen toplantıda konuştu. Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’da (OVP) nihai hedefin sürdürülebilir yüksek büyüme, daha adil gelir dağılımı ve kalıcı refah artışı olduğunu söyledi. Şimşek, “Şimdi bunun da makro ekonomik altyapısını oluşturuyoruz. OVP’nin nihai hedefi bu. Ama oraya giderken, fiyat istikrarını sağlamalıyız. Fiyat istikrarı derken neyi kastediyoruz? Enflasyonun kalıcı bir şekilde tek haneye düşürülmesi. Neden? Çünkü enflasyon tek haneye düştüğünde, ülkede büyüme hızı artıyor” ifadelerini kullandı.
Bakan Şimşek, son 30 yılda büyüme ve enflasyon verilerine ilişkin örnekler vererek, “10’ar yıllık bakalım örneğin; 1992, 2002, 2003, 2014, 2024. Son 30 yıla bir bakalım birlikte. Şimdi, 90’lı yıllarda büyüme ortalama yüzde 3,1, enflasyon ortalama yüzde 72. 2000’li yılların başındaki 10 yıla gelin. Enflasyon ortalama yüzde 9,3, büyüme yüzde 5,7. Bakın, büyüme yüzde 5,7’ye çıkmış. Nereden, 3,1’den. Büyüme neredeyse 2’ye katlanmış. Enflasyon yüzde 72’den ortalama yüzde 9 civarına düşmüş, 10 yıllık ortalamada. Peki, son 10 yılda ne olmuş? Bakın son 10 yılda enflasyon ortalama yüzde 25’e çıkmış. Büyüme yüzde 5’e düşmüş, yüzde 5,1. Dolayısıyla kalıcı refah artışı için sizlerin önünüzü görmeniz için yatırımlarda, verimlilikte, inovasyonda atılım için bizim fiyat istikrarını sağlamamız lazım. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düştürmemiz lazım. Bu programın nihai amacı sürdürülebilir, yüksek büyüme ve adil geri dağılımı; ama buraya giden yolda en öncelikli hedefimiz enflasyonu tek haneye düşürmek. Bunu da yapmak için mali disiplini, yani bütçe disiplinini sağlayacağız. Çünkü bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor. Biz eğer mali alan oluşturabilirsek, o zaman yapısal dönüşüme kaynak ayrılmış oluruz. Örneğin; yeşil dönüşüm, örneğin dijital dönüşüm, daha rekabetçi bir altyapı. Bunların hepsi kaynak gerektiriyor. İşte bütçede disiplini sağlayarak, reformlar için mali alan” diye konuştu.
‘KALICI VE BELİRGİN DÜŞÜŞ DÖNEMİNDEYİZ’
Diğer bir konunun sürdürülebilir cari açık olduğunu söyleyen Bakan Şimşek, ” Türkiye’de biliyorsunuz, kur kaynaklı sorunların büyük bir kısmı, dış açıklardan kaynaklanıyor. Türkiye, dünya ile ticarette, mal ve hizmet ticaretinde büyük açıklar verince, genelde sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Onun için cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekeceğiz. ve bütün bu kazanmaları kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşüm. ‘Yapısal dönüşüm’ demek aslında, yüksek rekabet gücü demek. Verimlilik artışı demek ve dolayısıyla aslında, verimlilik artışı ve rekabet gücü üzerinden, Türkiye’de yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerinden, büyümek demek. Bütün bunlarla biz, Türkiye’nin büyüme potansiyelini artıracağız. Bizim yol haritamıza baktığınız zaman, geçen sene mayıs ayına kadar, bu sene mayıs ayına kadar, dezenflasyonda bir geçiş dönemindeydik. Çünkü para politikasının etkili olabilmesi için zamana ihtiyacımız vardı. Dolayısıyla şimdi dezenflasyon dönemine girdik. Dezenflasyon demek, enflasyonun düşüşü demek. Şimdi enflasyonda kalıcı ve belirgin düşüş dönemindeyiz. Yıllık enflasyon mayıs ayında yüzde 75 ile zirveye çıktı. Ağustos ayında yüzde 52’ye kadar düştü. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. ve biz büyük ihtimalle, yılı yüzde 40-42 civarında bir oranda kapatacağız. Gelecek sene de hedefimiz; yüzde 20’nin altı, yüzde 17,5. Bir sonraki sene sonunda da 2026 sonunda, tekrar enflasyonu tek haneye indirmek. Şimdi diyebilirsiniz ki, 3 yıl uzun bir süre. Aslında dünya deneyimi bundan farklı değil” ifadelerini kullandı.
‘TİCARETİMİZ ETKİLENMESEYDİ, CARİ AÇIK YÜZDE 1 OLACAKTI’
Geçen sene ’56 ülkede 100 tane enflasyon şoku’ diye bir çalışma yayımlandığını aktaran Şimşek, “1970’ten bu yana, bütün enflasyon şokları incelendi. Yani enflasyonun yükselmesi. Enflasyonun şok öncesine düşürülmesi ortalama 3,4 yıl alıyor. Biz bu programı geçen sene eylül ayında açıkladık. Üzerinden 1 yıl geçti. Dezenflasyon patikamız bu. İnanıyoruz ki bu sene bizim enflasyon patikasının, yani bandın üst kısmı yüzde 42. Biz o civarın da inşallah bir tık altında veya o civarda bir yerde olacağız. Az önce de söyledim bütçe açığı. Deprem nedeniyle bütçe açığımız geçen sene yükseldi. Bu senede depremin etkisi çok hissediliyor. Bu sene de yüksek; ama önümüzdeki seneden itibaren mastik kriterine yakınlaşacağız. Yüzde 3 civarına ve yüzde 3’ün altına. Böylece bütçede de disiplini tam olarak tesis etmiş olacağız. Cari açık, son 20 yıla bakarsanız cari açığın milli gelire oranı yüzde 4 civarında. Bu sene yüzde 1,7’ye düşmüş olacağız. Aslında çevremizdeki savaşlar olmazsa, Rusya ve Ukrayna ile ticaretimiz etkilenmeseydi, çok büyük ihtimalle belki cari açık yüzde 1 civarında olacaktı. Dolayısıyla biz cari açığı kalıcı olarak yüzde 2’nin altına çekmek istiyoruz. Neden; çünkü bu civardaki cari açığı çok rahat yönetebiliriz. ve bu cari açıkla bir taraftan dış borcun, milli gelire oranı düşüyor, bir taraftan da rezerv biriktirebiliyoruz. Dolayısıyla bu sene de hedefimizden daha iyi bir noktadayız” dedi.
‘PROGRAM SAYESİNDE NET REZERVİMİZ 90 MİLYAR DOLAR ARTMIŞ’
Bakan Şimşek, OVP’nin çalıştığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazılarına göre program yok ama olmayan bir program nasıl sonuç üretiyor, onu anlatayım o zaman. Aslında bir program var. Bakın, Türkiye’nin cari açığı geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolara çıkmıştı yıllık. Şu anda 20 milyar doların altına düştü. Bir program olmadan cari açık bu kadar düşer mi? Bizim bürüt Merkez Bankası’nın rezervleri, geçen sene mayıs ayında 98,5 milyar dolar, şu anda 156 milyar doların üzerine çıkmış. Net rezervlerindeki artış daha dramatik. Bakın swap hariç, Merkez Bankası’nın net rezervleri tam 90 milyar dolardan fazla arttı. Şimdi diyebilirsiniz ki; 90 milyar dolar çok mu az mı? Bizim 2002- 2013 yılında net rezervlerimiz 10 yılda 38 milyar dolar artmış. Bu program sayesinde son 1 yılda net rezervimiz 90 milyar dolar artmış. Dolayısıyla rezerv konusunu bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttık. Cari açığı bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttık. Olmayan bir program bu türden sonuçlar üretir mi?”
‘KKM’DE 98 MİLYAR DOLARLIK DÜŞÜŞ VAR’
Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) geçen sene ağustos ayında zirveyi bulduğunu aktaran Bakan Şimşek, “Neredeyse 144 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. KKM’den çıkışı biz önceliklendirdik. KKM’de 98 milyar dolarlık bir düşüş var. Bu koşullu bir yükümlülük demek. Kurda, lirada önemli bir değer kaybı olsaydı onun farkını, faiz farkını Merkez Bankası ödeyecekti. Dolayısıyla bunu azaltarak Türkiye’nin risklerini azaltıyoruz. Bakın Türk Lirasına güven arttı. Geçen sene ağustos ayında Türk Lirasının toplam mevduattaki payı yüzde 32’nin altına düşmüştü. Şu anda yüzde 53’ün üzerine çıkmış durumda. Dolayısıyla Türk Lirasına güven de arttı bu program sayesinde. Bütçe dengesi. 20 yıla baktığınız zaman bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2,4; ama geçen sene de büyük bir deprem olmuş. Yine EYT benzeri uygulamalar yapılmış. Geçen sene mayıs ayında piyasa diyordu ki; ‘Bir tedbir alınmazsa bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 9,8’e çıkacak.’ Biz tedbir aldık, bütçede tedbir aldık. Bunun sayesinde bütçe açığını yüzde 5,2’ye düşürdük. Bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı. 5,2’nin, 3,6’sı deprem kaynaklı. Ama deprem bir kerelik. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde depremle ilgili harcamalar yerini dayanıklı şehirler inşa etmek için harcayacağımız kaynaklara bırakacak. Bakın bu program sayesinde Türkiye’nin risk primi düştü. Türkiye’nin risk primi 700 baz puanın üzerine çıkmıştı. Şu anda 270 baz puan civarında. Türkiye’nin dış borçlanma maliyetleri düştü. Dış borçlanma faizimiz 10 yıllık vadeli 9,75’di. Şu anda en son 6,75’te hazine 10 yıl vadeli dolar açısından kağıt çıkarttı, ihraç etti. Türkiye’nin dış finansmana erişimi arttı. Maviler (Grafik gösteriyor), reel sektörün ve bankacık sektörünün geçen sene ocak- mayıs ayında rollover rasyolarını gösteriyor. Kırmızılar ise son 1 yıl program sonrası rasyolarını gösteriyor. Bu ne demek biliyor musun? Geçen sene ocak- mayıs döneminde reel sektör dışarıya 100 dolar borç ödediği zaman 100 dolar bulamıyordu, 73 dolar bulabiliyordu. Bugün 100 dolar ödediğinde 122 dolar bulamıyor” diye konuştu.
‘KARAMSARLIĞA YER YOK’
Şu anda finansmana erişimde zorlu bir sürecin olduğunu, bunun da farkında olduklarını söyleyen Şimşek, “Hayat pahalılığının da farkındayız. Reel sektörünün finansmana erişimle ilgili serzenişlerini de duyuyoruz. Bunların hepsi geçicidir. Bu program sayesinde enflasyon düşecek. Düşüyor zaten. ve daha sonra finansmana erişim, finansman maliyetleri de düşecek, vadeler uzayacak. Dolayısıyla hiç karamsarlığa yer yok. 2024 yılı içerisinde 3 ayrı büyük uluslararası derecelenme kuruluşu tarafından notu artırılan dünyadaki tek ülkeyiz. Şimdi olmayan bir program nasıl oluyor da bütün dünyadan bu kadar takdir topluyor? Demek ki güçlü bir program var ki tutarlı bir program var ki ve güçlü bir şekilde uygulanıyor ki biz bu sonuçları almaya başladık. Bakın, Moody’s (uluslararası derecelendirme kuruluşu) ilk defa notumuzu 2 kademe artırdı bu sene. Fitch notumuzu 2 kademe artırdı. Geçen Tandard & Poor’s (S&P) açıklama yaptı. ‘Kasım ayında gözden geçireceğiz, not artışı mümkün’ dedi. Dolayısıyla gerçekten doğru yoldayız ki borçlanma maliyetlerimiz düşüyor. Risk primimiz düşüyor, notumuz artıyor. Reel sektör, bankacılık sektörü dış finansmana erişebiliyor. Cari açığımız daralıyor. Özetle, bir program var da bu program çalışıyor” ifadelerini kullandı.
‘3 YIL SABIRLA UYGULAYACAĞIZ’
Enflasyonda düşüşün başladığını ve devam edeceğini kaydeden Şimşek, “Bu sadece baz etkisinden kaynaklanan bir düşüş değildir. Ciddi bir şekilde, kalıcı bir şekilde dezenflasyon sürecindeyiz. ve kararlılıkla bu programı uygulayacağız. Bu konuda en ufak tereddüdünüz olmasın. Reel sektörde biliyorum geçen sene programa biraz temkinli yaklaşıldı. Bu senenin ilk çeyreğinde de öyleydi. Biz bu konuda kararlıyız. 3 yıl programı kararlı bir şekilde, sabırla uygulayacağız. ve sonuç almaya başladık. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki desteği de çok güçlü. Her vesilede bu programa sahiplenme konusunda, bu programın uygulanmasındaki kararlılık noktasında hem güçlü desteği hissediyoruz hem de bunu net bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımız ifade ediyor” dedi.
Taha AYHAN- Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ KIRIKKALE,